Bu yazımda her ilişkisinde hayal kırıklığı yaşamasına rağmen yine yanlış seçimlerinde ısrar eden, akabinde yaşadığı enkazı bana beleşe toparlatan arkadaşım, nam-ı diğer Nazife’yi takdim ediyorum.
Günlerden bir gün, cimriliği ile nam salmış olan Nazife hem sevgilisi ile tanıştırmak hem de ilişki analizini bedavaya getirme maksadıyla beni yemeğe davet etmişti. Yaklaşık 3 saat süren bol muhabbetli keyifli bir oturumdan sonra ayrılmıştık. Onlar için nasıldı bilemiyorum ama benim için mesleki açıdan verimli geçen bir geceydi. Sonuçta aşkın bir insanı nasıl aptallaştırdığını yerinde gözlemleme şansını yakalamıştım. Evet, aptallaşma diyorum. Yoksa sanatçı ruhlu, dingin ve mütevazı bir kişiliği olan Nazife’nin böylesine kaba saba, duygusuz bir insanı görememiş olmasının başka bir açıklaması olamazdı. İyi de ben bunu Nazife’ye nasıl anlatacaktım, kızcağız mutluluktan uçuyor.
Gerçekçi olmakla, susmak arasında gel gitler yaşarken, telefonum çaldı. Telefonun diğer ucunda erkek arkadaşı hakkında yorumlarımı duymak için sabırsızlanan Nazife vardı.
Duraksadım, ne diyeceğimi bilemedim. En nihayetinde Nazife sevdiğim bir arkadaşımdı ve hayatını böyle bir adamla ziyan etmesine izin veremezdim. Söylediklerimin onu üzeceğini bilsem de olası mutsuzluğunu engellemek adına içimden geçenleri saydırmaya başladım.
“Öncelikle kaba biri olduğunu söyleyebilirim. Şu an sana kibar davranıyor olması seni yanıltmasın. Annesiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesini, garsona olan hitabını, çiçekçiye ve valeye karşı gösterdiği tavırlarını baz almalısın.
İkincisi, yaptığın işi küçümseyen, hobilerini ve aktivitelerini gereksiz bulan ifadelerinden, ilerleyen zamanlarda sana duyacağı saygısını ön görebilirsin.
Mesela sana olan sevgisini tarif ederken, bir gece kulübünde 2 kişiye daldığı olayı anlatmasından sana göstereceği sevginin ŞİDDETİNİ anlayabilirsin!
Şimdiden sosyal medya hesaplarını karıştırabiliyor, bir beğenini sorgulayabiliyor hatta kimle arkadaş olabileceğine bile karışabiliyor. Özgürlüğüne duyduğu ve duyacağı saygıyı daha net ifade edemezdi!
Esprili bir dille yaptığın ufak eleştiriye bile tahammül edemiyor, sürekli haklı çıkma eğiliminde ve her defasında senin yanlış anladığını veya anlatamadığını vurgulayarak ustalıkla seni manipüle edebiliyor.
Bu ilişkinin sonunu görmek için uzman olmaya gerek yok. Duygularının yanında mantığının da sesini dinleyebilirsen, bunu sen de çok net görebilirsin. ‘Bu çocuk mutsuz geleceğinin baş mimarı olacak, geri zekalı.’ Demeyi çok isterdim ama yapamadım. Çünkü ilk cümlesi ‘ Çoook tatlı değil mi? olmuştu.
Bu kızın ilişkilerinin neden sürekli hüsranla sonuçlandığını işte o an anlamıştım. Görmüyor, duymuyor sadece onaylanmak istiyordu. Her kör aşık gibi…