Yaşlanma, biyolojik, ekonomik, sosyal ve psikolojik boyutlar içinde etkileşen karmaşık olayların toplamı olarak düşünebilir. Normal yaşlanma; zamanın geçişine bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişikliklerini tanımlamaktadır. Biyolojik yaşlanma ise tüm yaşam boyu süren bir olgudur.
İnsanlar; bebeklik, çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık evrelerini yaşarlar. Bebeklik ve çocukluk evrelerinde insanın temel ve sosyal ihtiyaçlarını anne ve babası karşılar. Onunla her türlü ilgilenir.
Yaşlılık, biyolojik bir olgudur. Yaşlılıkta insanın iş yapabilme gücü azalır. Fiziksel olarak ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşebilir. Ruhsal yönden de kendisine yakınlık gösterecek insanları çevresinde ister.
Yaşlılar, dünle bugün arasındaki köprü gibidirler. Kültür yaşamımızı yarınlara taşımayı sağlayan en önemli varlıklarımızdır, yaşlı kişilere saygı göstermeliyiz. Bu, aynı zamanda onlara bir minnet borcumuzdur. Yaşlı bireylerin toplumla bir olması ve yaşama bağlı olmaları gerekmektedir.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, yaşlıya saygı ve sevgi gibi, halkımıza zaten var olan duyguları bilimsellikle birleştirerek yardıma muhtaç olan yaşlı vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermektedir.
Ancak her konuda olduğu gibi, bu konuda da her şeyi devletten beklemek yanlıştır. Toplumumuzdaki yardımlaşma ve yardımseverlik duygularının ışığında gönüllü kişiler ve kuruluşlarla yaşlılarımıza daha iyi yaşama koşullarını sağlayabiliriz. Yaşlıların problemlerine sahip çıkarak çözüm bulmak aynı zamanda vatandaşlık görevimiz ve yaşlımıza karşı gönül borcumuzdur.
Çevremizdeki yaşlılara her zaman yardımcı olmalıyız. Onlara göz kulak olup sevgi, şefkat ve sıcaklık göstermeliyiz. Toptu taşıma araçlarında onlara yer vermeliyiz. Zor durumlarında onlara yardım etmeliyiz. Hâl ve hatırlarını sorup yaşlıları ziyaret etmeliyiz. Eğer yalnız yaşıyorlarsa, bu yalnızlıklarını onlara hissettirmemeliyiz. Huzur evlerini ziyaret etmeliyiz.
Büyük Atatürk, “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emekliliklerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur!” diyerek yaşlılara karşı sosyal güvencenin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır.
İnsan Gençliğinde Öğrenir, Yaşlandığında Anlar…