SEMİH


GARİP BİR SEYAHAT: KENDİNİ KEŞFETMEK

GARİP BİR SEYAHAT: KENDİNİ KEŞFETMEK


İnsanın kendini keşfetmesi bütüncül bir süreçtir. İçinde çok fazla sayıda etken barındırır. Özellikle her şeyin ulaşılabilir olduğu günümüzde, bütün keşif araçlarına ulaşmak kolayken bir yandan da çok fazla dış etken bakımından keşif süreci hayli zorludur. İnsan kimi zaman isteklerini, ihtiyaçlarını ya da duygularını çevresel, kültürel etkenlere bağlı olarak seçer, duyumsar ve hisseder. Aslında bu süreç kasıtlı olmadan ilerler. Kendini keşif noktasında insanın bütününü oluşturan karakterini bulması, bu etkenlerin yoğunluğu ve yönlendirmesiyle zorlaşabilir.

Kendini keşfetme süreci insanın olgunlaşması açısından büyük bir olaydır. İstediklerinde netlik, hislerinden eminlik, ihtiyaçlarında tatminlik ve karşılayabilme bakımından kendinin farkında olmak unsuru büyük bir önem arz eder. İnsan yaşadığı her deneyimle, her edindiği bilgiyle yeni şeyler öğrenerek kendini keşfetme sürecinde bir adım daha atar. Asla bitmeyen bu sürecin çeşitli aktörleri de vardır. Ailemizle, arkadaşlarımızla, romantik birlikteliklerimiz bu aktörlerden sadece birkaçıdır. Anne, baba ve kardeşlerimizle olan yakınlığımız ya da uzaklığımız, onlarla aramızdaki içtenlik, açıklık ve bağ; kendimize yönelik olan içsel arayışımızda önemli birer faktördür. Kötü bir gidişat içerisinde olan aile ilişkilerimiz kendimizi keşfederken büyük engeller oluşturur. Arkadaşlarımız ya da sevgilimizle olan aramızdaki iletişim engelleri, ilişkisel bağlantı problemleri de bu engellere dahildir. Özellikle empatiden, doğru iletişimden, uzlaşmacı bir tavırdan uzak bir insan ilişkisi ; bunaltı, depresyon, kaygı bozukluğu gibi bir çok sorunu da beraberinde getirir. Bütün bunlar kendi içimize olan keşif yolculuğumuzda sisli, kırık, parçalanmış bir seyahat oluşturur. Bu seyahatten debir sonuç almak olanaksız olacaktır.

Özellikle insanların birbirine güveninin, saygısının ve tahammülünün kalmadığı şu günümüzde var olan ilişkileri yürütmek pek kolay olmasa gerek. Bir yandan çevresiyle sağlıklı bir ilişki kurmaya çalışıp bir yandan da kendini keşfetmeye çalışan insan, bu iki karmaşık yapının olduğu denklemi sağlamak için sevginin gücüyle hareket etmelidir. Sevgi tek başına büyük bir duygu olmasına rağmen yanında bazı olgularla çok daha güçlü bir bağ yaratacaktır. Hoşgörü, anlayış ve saygıyla desteklenen sevginin, ilişkisel bir bütünlükte ne kadar kuvvetli bir bağ kuracağını, sağlıklı bir ilişki yaratacağını bir düşünün.

 

Her duyguyu içinde barındıran insan elbette öfkelenecek, üzülecek, korkacak, şaşıracak ve bazen hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ancak olumlu duygularının bilincinde olup, bunlarla ilişkiler kuran ve ilerleten insan; kendini daha iyi keşfedecek daha iyi bulacak ve kavrayacaktır. Bu keşfediş hiçbir zaman bitmez ama kendini keşfediş sürecinde atılan her bir adımda insan daha kendinden emin, farkındalığı artmış, olgun bir birey olarak hareket eder ve yaşamda var olur. (Film Önerisi: Le RayonVert – Eric Rohmer)