Auguste ve Louis Lumière kardeşlerin insanlığı sinema ile tanıştırdığı günden beri sinema hayatımızın bir parçası haline geldi. Gelişen teknoloji ile birlikte birçok yenilik ve teknolojik araç da sinemaya dahil oldu. Artık olmayan mekanları görüyor, yaşanmayan olaylara tanık oluyoruz. Sinema günümüzde bir noktada da ticari ve siyasi bir araç haline de geldi. Tarihi olayları çarpıtmada, birçok ürünü pazarlamada bir araç olarak kullanılıyor. Peki gerçekten sinema bu mudur? Sinema bir sanat dalı mıdır yoksa görsel medyanın eğlence nesnesi haline gelmiş bir pazarlama ve manipülasyon aracı mıdır? Bu sorulara cevap ancak filmler ile verilebilir.
Günümüzde her yıl 100’ü aşkın film çekiliyor ve vizyona giriyor. Birçok film festivali düzenleniyor. Bu filmlerin içerisinde yönetmenin duygusal dökümü olan sanat filmleri de var. Sırf gişede biraz para kazanabilmek için çekilmiş filmler de. Bu bakımdan sinema ne için vardır demek güç. Sanatsal bakımdan çekilen filmler genelde düşük bütçeli ve az bir kitleye ulaşıyor. Çoğu zaman yalnızca sinemanın içinde var olan sinemasever kitleye hitap ediyor. Gişe filmleri özellikle para kazanma amacı güttüğünden büyük bütçelerle çekiliyor ve her kesme hitap ettiriliyor. Reklamlar, afişler vb. araçlarla büyük bir kitleye ulaştırılıyor. Bu noktada sinema filmi bir ürün halini alıyor ve tüketilip bir yenisinin çıkması bekleniliyor. Bu tarz filmlere olan talep ve yatırım arttıkça da sinema bir sanat olmaktan sıyrılıp endüstri halini alıyor. İlerleyen çağ ile birlikte materyalistleşen dünyada üretkenlik, yaratıcılık gibi özgün nitelikler kaybolup basmakalıp, seri üretim ürünler ortaya çıkıyor.
Gişe filmleri her zaman var olacak bu bir gerçek. Ancak toplumu sinema sanatıyla tanıştırmak ve bununla yoğurmak bana kalırsa çok önemli bir konu. Okuma oranı az olan Türkiye gibi ülkelerde görsel medyaya olan ilgi aşikar. Bununla birlikte topluma ayna olmak yahut topluma bir bakış kazandırmak elbette ki sinemayla mümkün olabilir. Ama bir sanat olarak ele aldığımızda sinemanın; yönetmenlerin kişisel fikirleriyle yoğrulan filmler aracılığıyla kitleleri manipüle etmesi kaçınılmaz olacaktır. Sanat filmleri gitgide azalıyor ve asıl amaç gişe ve reyting olmaya doğru gidiyor. Sinema sanat olarak ayakta kalacak mı yoksa bir fabrika halini alıp birbirine benzer ürünler mi üretecek bekleyip göreceğiz.