Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, ülke genelinde kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin artışı hakkında yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
Ülkede kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet olaylarının dehşet verici bir boyuta ulaştığını belirten Kara “Önce Narin Güran cinayeti, ardından da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in vahşice öldürülmeleri, mevcut durumun artık bir gün dahi sürdürülemeyeceğini gösteriyor. İktidarın siyasi tercihlerinin ürünü olan bu vaziyet cezasızlıktan ve kadın düşmanlığını teşvik eden siyasi iklimden besleniyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2017’den 2023’e kadar şüpheli olarak nitelendirilen kadın ölümleri yüzde 82 oranında arttı. Yine aynı verilere göre 2024 yılında Ekim ayına kadar 296 kadın cinayeti işlenirken 184 kadın ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti. Cinayetle sonuçlanmamış ancak kolluk ve yargı sisteminin çarpık işleyişi nedeniyle raporlanamayan kadına yönelik şiddet vakalarının sayısını ise hesaplamak bile mümkün görünmüyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un göbeği Taksim’de, sokak ortasında bir kadına tecavüz girişiminde bulundukları görüntüler ortaya çıkan iki erkek, serbest bırakıldıktan sonra oluşan kamuoyu tepkisiyle tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. Kamuoyu baskısı olmasa yine bir cezasızlık örneğiyle karşı karşıya kalacaktık. Yurttaşlar olarak yargı süreçlerini denetlemek ve devlete görevlerini hatırlatmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
YILDIRIM KARA: CEZASIZLIK İKLİMİ ÜLKENİN GELECEĞİNİ VE BEKASINI TEHDİT EDİYOR
İktidarın hukuksuz uygulamasıyla terk edilen İstanbul Sözleşmesi’nin değerinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını belirten Kara, “Kadınlar olarak, yaşam hakkımız ve özgürlüklerimiz için sonuna kadar mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok. Bunlar tercihe bağlı değil. Kadınların ve çocukların yaşamı, güvenliği ve özgürlükleri siyasi pazarlık konusu yapılamaz. Kadınlarını ve çocuklarını koruyamayan, yaşatamayan bir ülkenin geleceği olmaz. Kadın katillerinin, tecavüzcülerin, çocuk istismarcılarının sokaklarda cirit attığı bir ülkede devletin itibarı kalmaz. Devletin varlık nedeni, yurttaşın güvenliğini ve özgürlüğünü tesis etmektir. Cezasızlık iklimi yalnızca kadınları ve çocukları değil, ülkenin geleceğini ve bekasını tehdit ediyor.
Bu aymazlığa hep birlikte dur demek zorundayız
İktidar, büyüklüğüyle övündüğü, içinde adalet olmayan koca koca adalet saraylarında suçluları ön kapıdan alıp arka kapıdan salıveriyor. Ceza infaz sistemi güven ve huzuru tesis etmek şöyle dursun, adeta suç işleyeni, kadın katillerini, tecavüzcüleri, çocuk istismarcılarını ödüllendirecek şekilde çalışıyor. İktidar cenahı ise sorumluluğu üstünden atmak için her zaman olduğu gibi hayali düşmanlar icat ediyor; suçu internete, iletişim araçlarına, dizi ve filmlere, kitaplara, hatta kurbanlara ve ailelerine atmaya çalışıyor. Bu aymazlığa dur demek için hepimize sorumluluk düşüyor. Siyasiler, sivil toplum kuruluşları, iş insanları, aydınlar, sanatçılar ve kadınlar olarak birlik içinde hareket ederek bu çöküşe dur demek zorundayız” dedi.