Sözlerine mevcut durumu özetleyerek başlayan Kara, “Ticaret Bakanlığı, 8 Nisan 2025 itibarıyla limon ihracatını geçici olarak durdurma kararı aldı. Gerekçe olarak Hatay, Adana ve Mersin gibi limon üretiminde öne çıkan şehirlerde yaşanan don olayları nedeniyle üretim kaybı ve iç piyasada arz-talep dengesinin korunması gösterildi. Söz konusu don olayları, ağırlıklı olarak şubat ayının sonlarında meydana geldi. Biz, Hatay özelinde, mandalina üretiminde yüzde 35-40, portakal üretiminde yüzde 65-70 oranında kayıplar yaşandığını tahmin ediyoruz. Bu karar da ne çiftçinin ne de sektörün sorunlarına çare olacak nitelikte. Bu adım da kısa vadeli bir rahatlamadan öteye gidemeyecek; üreticiyi, ihracatçıyı ve uzun vadede tüketiciyi mağdur edecek. Mart 2023’te domates ihracatına getirilen yasak, gıda fiyatlarını düşürme iddiasıyla uygulanmış, ancak sektörden gelen yoğun tepkiler üzerine yalnızca 3 gün sonra kaldırılmıştı. O dönemde üreticiler banka kredilerini ödeyemez hale geleceği, ihracatçılar uluslararası pazarlarda güven kaybı yaşayacağı ve sonuçta fiyat istikrarının yine sağlanamayacağı uyarıları yapılmıştı. Limon için alınan bu karar da aynı hatalı yaklaşımın devamıdır. Don olayları zaten çiftçiyi zor durumda bırakmışken, ihracatı durdurmak ikinci bir darbe niteliğindedir. Üretimdeki kayıplar doğru politikalarla telafi edilebilecekken, yasakla geçiştirilen bu süreç, sektörün toparlanma şansını ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.
YILDIRIM KARA: İHRACAT YASAĞI YERİNE KREDİ BORCUNU SİLİN
İhracat yasağının sürdürülebilir bir çözüm olmadığını vurgulayan Kara, “Hatay, Adana ve Mersin’deki limon üreticilerimiz, tarımsal ihracatımızda kritik bir rol oynar. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2024 yılı boyunca, 36 milyar dolar tarımsal ürün ihracatı yapıldığını; bunun da 3,4 milyar dolarının yaş meyve ve sebzeden oluştuğunu belirtmiştir. Hatay’ın yaş meyve ve sebze ihracatı ise 563 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Limon üretimi özelinde 1,5 milyon meyve veren ağaç ve 36 bin dekar üretim sahası bulunduğu, ağaç başına 82 kilogram ürün alındığı ve 2024 yılı için 128 bin ton üretim yapıldığı verilerine ulaşıyoruz. Toplam limon üretiminde görece küçük bir paya sahip olmamıza rağmen, binlerce aileye, on binlerce kişiye geçim kapısı olan, büyük, yaygın bir üretimden söz ediyoruz. Ancak şubat sonundaki don olayları nedeniyle rekolte kaybı yaşayan çiftçiler, şimdi de ellerindeki ürünü dış pazarda değerlendirme hakkından mahrum bırakılıyor. Üstelik bu, Anayasa’nın 167. Maddesi’nde tanımlanan serbest piyasa ekonomisi ilkelerine aykırı bir müdahale. Limon, iç piyasada spekülatif fiyat artışlarına karşı ihracattan çok daha fazla stokçuluk ve aracılık faaliyetlerinden etkileniyor. Limon üreticilerine acilen tarımsal destek sağlanmalı; don zararlarının telafisi için sigorta ve kredi kolaylıkları devreye alınmalı. İhracat, çiftçinin ayakta kalması için bir regülatör görevi görüyor; bu nedenle yasak yerine piyasa dengesini koruyacak teşvikler ve lojistik destekler geliştirilmeli. Talebimiz net: Limon ihracatı yasağı kaldırılmalı; zarar tespit komisyonları, çiftçilerimizin zararlarını tazmin etmek için hızlıca harekete geçmelidir. Çiftçilerimizin kooperatiflere ve Ziraat Bankasına olan borçları da ivedilikle ertelenmelidir”