Basın açıklamasını Yapan Şube Başkanı Mustafa Çankaya 27 Kasım 2024’de başlayan yürüyüşümüzü 30 Kasım 2024’de Ankara/ Tandoğan’a taşıyacağız.”dedi.
Sendikanın basın açıklaması şöyle:
15 Kasım 2024 Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2025 yılı bütçeleri kabul edildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 2025 yılı bakanlığının bütçesiyle ilgili bir sunum yaptı.Bakan en düşük emekli aylığını temmuz ayında 12 bin 500 liraya yükselttiklerini anımsatıp en düşük emekli aylığı uygulamasının, prim ödeme günü ve prim miktarına bağlı olarak daha düşük seviyeden aylık alan emeklilerin aylıklarının yükselmesini sağladığını ve emeklilerin çok azının bu seviyeden aylık aldığını ifade ederek aklımızla dalga geçti.
Bakanın sunumda söylediği “Yılbaşında sosyal güvenlik sistemimizin dengesini de gözeterek, bütçemiz doğrultusunda emekli maaşlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz” cümlesi 2025 yılında 2024’ü dahi bize aratmakta kararlı olduklarını gösteriyor. SGK’nın resmi verilerine göre her 4 emekliden biri kayıtlı olarak çalışmakta. Mart 2024 itibarıyla 1 milyon 943 bin 579 emekli SGK’ ye sosyal güvenlik destek primi ödenmesiyle çalışmayı sürdürüyor. Türkiye Emekliler Derneği’ne göre yaklaşık 2 milyon emekli de kayıt dışı çalışıyor.
Açlık sınırı altına itilen biz emekliler 2025 bütçesi ile daha da yoksullaştırılmak isteniyoruz. Tüm bu politikaların sonucu olarak emeklilerin sistematik şekilde yoksullaştırılmasının sonucu olarak 15 Ekim 2024 Küresel Emeklilik Sistemi raporuna göre Türkiye 45. Sıraya gerileyerek dünya ülkeleri içinde sondan 4’üncü olduk.
Biz bu hâldeyken meclise sunulan 2025 Yılı merkezi hükümet bütçesi Aralık 2024 itibariyle TBMM’de görüşülmeye başlanacak. 2025 yılı bütçe taslağına baktık ve gördük ki, büyük bir pişkinlikle emekliye emekçiye kemerlerinizi daha fazla sıkın deniliyor. Bir eli yağda bir eli balda ekonomiciler, bize açlık ve sefaletin devamına razı olmamızı uygun görmüşler. Buna karşın büyük holdinglerin ve dolar milyarderlerinin rant ve faiz gelirlerini garanti etmeyi kendilerine görev saymışlar. Bizler buna Razı olmayacağız.
Bütçe metinleri sıradan, basit, rakamların alt alta toplandığı metinler değildir. Bütçe metinleri önümüzdeki gelecek yılın tahminlerinin bilimsel olarak yapıldığı ve bir ülkenin gelirlerinin kimlerden ve nasıl toplanacağı, toplanan gelirlerden hangi kesimlere ne kadar pay ayrılacağının önceden belirlendiği ve bütçelerin, siyasi iktidarın hangi sınıfın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini gösteren en somut ekonomik ve siyasi metinlerdir.
23 yıllık AKP iktidarının daha önce hazırladığı tüm merkezi hükümet bütçeleri gibi bu 2025 merkezi hükümet bütçesi de saraydaki tuzu kuru bir grup danışman tarafından emekçileri, emeklileri, yoksulları, küçük üreticileri yok sayan, biz halkı işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa terk eden, çalışanların ve emeklilerin temsilcilerinin görüşlerine başvurulmadan hazırlandı.
Bütçe gelirleri çok kazanandan çok alınarak toplanması gerekirken yine bütçe gelirlerini büyük oranda dolaylı vergilerden sağladıkları için bu sebeple,başta akaryakıt, elektrik, doğalgaz olmak üzere tüm temel tüketim ürünlerine sürekli zam yaparak bütçe açığını zenginlerin değil, halkın sırtına yıkıyorlar.
2025 bütçesinde de biz emeklilerin insanca yaşamak istiyoruz haykırışımızın karşılığı yok. Sağlık hakkımız yok. Kısaca bu bütçede sosyal devlet yok, emekçiler, emekliler, küçük üreticiler, işsizler, yani halk yok.
Sarayın daha önce hazırladığı tüm bütçeler gibi 2025 merkezi hükümet bütçesi de yine devasa bir açıkla bağıtlanacak.
Kiracılık Lüks Oldu
Dünyanın her yerinde mütevazı da olsa geliri olan her insan bütçesine uygun bir konutta kiracı olabilir. Çok değil dört beş yıl öncesine kadar bizde de böyleydi. İktidarınızda ne oldu da emekçiler bu kadar sefil duruma geriledi, aylıklar kiraya bile yetmez oldu?
İktidarınız, yarattığınız ağır tahribatı bir ölçüde gidermeye çalışan yerel yönetimlerin de elini kolunu bağlamaya çalışıyor. Sözde tasarruf tedbirleriyle bütçelerini kısıyor. Bu yetmezmiş gibi seçilmiş belediyelere kayyım atıyorsunuz. Anayasaya ve yasalara aykırı, ülkemizi kaosa ve kargaşaya sürükleyen, ulusun/halkın egemenliğini hiçe sayan bu uygulamalardan derhal vazgeçin.
Mutfaklarımız Yanıyor
2025 bütçesinde asgari ücret ve emekli maaş artışlarını TÜİK’in hileli çarpık oranlarına göre değil, mutfaklarımızdaki yanan ateşi söndürecek şekilde yapın. Dar gelirliler ile sermayedarlar arasındaki gelir uçurumunu giderin, herkese insanca yaşama koşullarını sağlayın.
IMF-NATO politikalarına, serbest piyasacı vurgunculuğa hayır diyoruz, laik demokratik sosyal hukuk cumhuriyetinin gereklerini sağlamak için üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğimizi emekçi halkımıza gururla duyuruyoruz.
Orta vadeli programla halka kemer sıktırılmasına, emeklilerin yoksulluğa mahkum edilmesine; kaynaklarımızın rantiyeye, tefeciye, döviz milyarderlerine aktarılmasına hayır diyoruz. Vergide ve gelirde adalet diyenler olarak: “Herkesin karnı tok, sırtı pek, başı dik olsun, çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte onurumuzla insanca yaşayalım” dileğimizi gerçekleştirmek için, emekli bilgeliği ve onuruyla mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz.
Kış Kapıya Dayandı- Feryadımızı Duyun
Yaz aylarında bile karnımızı zar zor doyururken, en ucuz gıda ürününe nasıl ulaşırım diye çabalarken, şimdi de elektrik doğalgaz faturalarıyla, odun kömür ödemeleriyle boğuşmaya başladık.Her şey ateş pahası.Sağlıklı beslenemiyoruz, yeterince ısınamıyoruz, bir kısmımız artık barınamıyoruz, sağlığımız tehlike altında, sağlık hizmetlerine vaktinde kavuşamıyoruz. Yıllardır feryat ediyoruz, duymuyorsunuz. Emekliye sağır olan kulaklarınız duysun diye bu yaşımızda yollara düşmekten başka çare bırakmadınız bize. 27 Kasım 2024’de başlayan yürüyüşümüzü 30 Kasım 2024’de Ankara/ Tandoğan’a taşıyacağız.
Buradan ilan ediyoruz, aşağıda sıraladığımız taleplerimiz ve bedelini peşin olarak ödediğimiz insanca yaşam hakkımız için sonuna kadar direneceğiz.
TALEPLERİMİZ
—Aylık bağlama oranı yeniden yüzde 70’e çıkarılsın. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilsin. En düşük emekli kök maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin.
–Emekli aylıkları bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellensin. Emekli, dul ve yetimlere Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödensin.
–Derhal tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına acilen 12 bin TL seyyanen zam ödensin.
— TBMM’de emekli sendikaları statü yasasının çıkarılsın. Toplu sözleşme yapma hakkımız anayasal güvence altına alınsın.
–İntibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin.
–Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin..
–Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
–Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın ve temel yaşama yetecek kadarı ücretsiz olsun.
–Banka promosyonu günün koşullarına göre değerlendirilsin, her yıl aylık artışına göre güncellensin.
–Konut sahibi olamayan emeklilere, TOKİ tarafından ucuz konut sağlansın. Emekliler konut sahibi olana kadar barınma yardımı yapılsın.
— Sosyal devletin gereği olarak dul ve yetim maaşı en düşük emekli aylığından az olmasın.
–Çalışan emeklilerden sosyal güvenlik destekleme primi adı altında yüzde 32’lik kesinti kaldırılsın.
–EYT sorununu çözmek için SGK sistemi kökten bir reformla yeniden düzenlensin.
– Hatay’da 65 yaş üstü toplu taşıma tüm ilçelerde faaliyete geçmeli.Halk ekmek fabrikaları ve Emekliler için sosyal tesisler açılmalı.sayıları arttırılmalı.