Mahmut Aydıncı’nın divan başkanlığını yaptığı genel kurulda yeni yönetim Coşkun Selçuk, Ayten Kılınç, Adil Bahtiyar, Hasan Güden, Nurten Güçlü ve Devrim Durmuş’dan oluştu. Denetleme kuruluna Nalan Nacar, Sevcan Şeker ve Taylan Gündoğan getirilirken üst kurul delegeliğine şu isimler seçildi: Sadullah Çağlar, Seki Koç, Ayten Kılınç, Ali Göçmen, Mehtap Sert, İsmail Doğan, Fazıl alçın, Nazire Gülenay, Birsen Fidan, Bestami Çorapçı, Ersen Korkmaz, Mazhar Bayam, Reşat Kızılay ve Mehmet İnsan. Kongrede, TİP'ten Hatay milletvekili seçilen ve cezaevinden tahliye edilmeyen Av.Şerafettin Can Atalay'ın mektubu okundu.
Selçuk: Örgütlülüğümüzle denetimi sürdürebiliriz
Genel kurulda konuşan İHD Şube Başkanı Coşkun Selçuk, geçmişte deprem önlemleri için konulan vergilerin akibetini sordu. Selçuk, “Bir çok deprem vergisi kondu. Deprem için konduğu söylendi. O vergilerin hiçbiri ortada yok. Sorulduğunda ‘yol yaptık, köprü yaptık’ dediler. Eğer o deprem vergileri kalsaydı, şimdi bu şehirler yeniden kurulabilirdi” dedi. Son yapılan cumhurbaşkanlığı milletvekilli genel seçimi ile ilgili de yaptığı değerlendirmede Selçuk, iktidarın devletin tüm imkanlarıyla yürüttüğü bir propaganda dönemi yaşandığını kaydetti. Selçuk, seçim süreci ve sonrasında iktidarın söylemlerini eleştirerek, “Kendilerine verilen oy siyasi iradeyi temsil ediyor, ancak muhaliflere verilen oy siyasi iradeyi temsil etmiyor. Hatay’dan milletvekili seçilen Can Atalay, halen cezaevinde bulunmaktadır. Hukuksuz bir şekilde tutulmaktadır. Yine aynı şekilde HDP’nin milletvekilleri, belediye başkanları cezaevlerinde tutulmaktadır. Artık şunu bilmemiz gerekiyor; herhangi bir yerde hukuksuzluk varsa sonuçta gelir bizi bulur” diye konuştu.
Birlikte bir mücadele programının çıkartılmasını öneren Selçuk, İHD’nin sivil toplumun temsilcisi, uluslararası alanda en güvenilen derneklerden biri olduğunu belirtti, ilçe şubesi olarak sadece İskenderun’un kaldığına dikkat çekti, bugüne kadar kimsenin dokunmak istemediği konulara dokunduğunu, kimsenin söylemek istemediği şeyleri söylediğini, bu nedenle kimi zaman hedef haline getirildiğini, hizaya sokulmak istendiğini söyledi. Selçuk, konuşmasını söyle sürdürdü: “Eğer sivil toplum örgütleri olmasa, yasalar uygulanamaz, anayasa, uluslararası sözleşmeler uygulanamaz. Bunların üzerinde denetimi sağlayacak olan sivil toplum örgütleridir; bizleriz. Eğer, biz denetimi sağlayabilirsek devlet yasalarına, sözleşmelerine uymak durumunda kalır. Bunu ancak örgütlülüğümüzle yapabiliriz. Onun için örgütlerimize, haklarımıza sahip çıkacağız.”
