Hürsen Konfederasyonu Genel Başkanı Levent Kuruoğlu yaptığı açıklamada;
“Bu iki sarışına hiç güvenmiyorduk!
Nedeni:
1- Hür irade yoksunluğu; buna bağlı olarak bağımsız karar verme kabiliyetlerini tamamen kaybetmiş olmaları,
2- Geçmişte aynı senaryoyu, farklı biçimlerde de olsa sahnelemiş olmaları,
3- Üst akıldan icazet almadan bırakın genel başkan ya da genel merkez yöneticisi seçmeyi, ilçe temsilcisi bile seçemez hale gelmiş olmaları,
4- “Üst aklı kızdırırsam koltuğu kaybederim” endişesi. Bu korku; ilçe temsilcisinden şube başkanına, şube yönetim kurulu üyesinden genel başkanlara kadar her birinin hücrelerine işlemiş durumdadır, 5- Varlıklarını, siyasi ağababalarının varlığı ile özdeşleştirmiş olmaları. (Sempati duymanın ötesinde, teslimiyet ve köle–efendi ilişkisi boyutunda bir hal)
Bu temel sebeplerin yanına birçok neden daha eklenebilir.
Bu defa, şaşkın ördek gibi ne yapacaklarını şaşırdılar. Oturmaları da kalkmaları da emir–talimat ilişkisinin bir sonucu. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na birçok anlam ve önem atfederek, milyonların tepkisine rağmen oturdukları, son saniyede çekildikleri; oysa kurulun zaten kararını çoktan vermiş olduğu da görüldü.
Endişelerinin, şaşkın ördek gibi geri geri yüzmelerinin ya da başı kesilmiş tavuk gibi sağa sola savrulmalarının tek sebebi vardı: Üyeleri dahil milyonlarca memur ve memur emeklisinin bu defa oyunu görmüş olması. Mevcut Sendika Kanunu ve buna bağlı olarak oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yıllardır verdiği kararlarla her iki yılda bir kaybeden milyonlar, bu defa iş TBMM’ye uzansın, haklarımız muhalefetin de desteğiyle orada görüşülsün dediler. İşte bu feraset, bütün hesaplarını altüst etti.
Yöneticileri dışında, bu görüş milyonlarca memurun, sendika farkı gözetmeden kabulüne mazhar oldu.
Ancak:
Böyle bir durum gerçekleşseydi; siyasal iktidarın memur ve emekliye olumsuz yaklaşımı, 4-5 ay boyunca kamuoyu önünde tartışılacaktı. İktidar daha da gözden düşecekti. TBMM’de muhalefetin girişimleriyle iktidar zor durumda kalacak, tartışma ulusal boyuta taşınacaktı. Ayrıca 4 ay sürecek sendikal eylem ve etkinlikleri de unutmamak gerekir.
Değerli kamu çalışanları; sözde sendikaların, gerçekte sapsarı örgütlerin, ağababalarının emriyle memuru ve emekliyi yokluğa ve yoksulluğa terk etmesi; bu can yakıcı gerçeğin aylarca kamuoyunda tartışılmasına İZİN VERİLEMEZDİ! Ve öyle de oldu.
Bunların gerçek yüzünü artık bilmeyen kalmamıştır. Varlıkları; memurlarımız, emeklilerimiz ve aile fertlerimiz için çok ciddi, adeta toksik bir tehdit haline gelmiştir.
Gidişatı değiştirecek tek irade sizdedir. Biz ancak yol gösterici olabiliriz.
Saygılarımla...” dedi.