Dörtyol Esnaf Odası başkanlığı, Dörtyol Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Dörtyol Mesleki Eğitim Merkezi ve Recep Atakaş Anadolu Meslek Lisesi ortaklaşa Ahilik günü kutlandı.
Eski Ticaret Meslek lisesi bahçesinde kutlanan ve programa Dörtyol Kaymakam Ümit Altay, Belediye Başkanı Bahadır Amaç, Cumhuriyet Başsavcı Mustafa Deren Özkol, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri, İlçe Müftüsü Kazım Ural, Öğretmen evi Müdürü Fatih Saygılı, Esnaf Odası başkanı Ahmet Bölükbaşı, Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Hacı Dede Tokgöz, Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatif Başkanı Ali Gün, Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Yavuz Çelebi, Türk Eğitim Sen Şube başkanı Bayram Ali Kafadar, Eğitim Bir-Sen başkanı Cumali Togar, Halk Bankası müdürü, okul müdürleri, esnaflar, okul öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.
Açılış konuşmasında Dörtyol Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Hidayet Cem Akıllı tüm misafirlere hoş geldiniz diyerek, meslek lisesi memleket meselesi, Hakk'a, hukuka, dürüstlüğe önem veren Ahilik programına hoş geldiniz diyerek Ahilik hakkında kısa bir bilgi verdi.
Daha sonra, Esnaf Odası başkanı Ahmet Bölükbaşı herkesin çok ihtiyacı olduğu şu dönemde 13. yüzyılda başlayan aylık felsefesi yeşermesi gerektiğine inanıyoruz, Ahilik; hakkı gözeterek hareket etmek, doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, sabır dostluk gibi adaletli sanatkarlık düsturu ile hareket eden bir felsefedir diyerek konuşmasını bitirdi
Daha sonra söz alan okul öğretmenlerinden Uğur Kantekin şunları söyledi;
AHİLİK-FETA VE FÜTÜVVET NEDİR
Fetâ Ne Demektir? :Yiğit, cesur, cömert anlamlarında kullanılan fetâ kelimesi, mücadeleci olan, Hak için yarışan, nefsinin kötü isteklerini terk etmek için gayret sarf eden genç kişiye denir.
Fütüvvet ise fetâ kelimesinden gelmektedir. Fetâ yiğit, fütüvvet yiğitlik demektir. Fütüvvet, yiğitlik anlamında meslekî bir organizasyon; meslek teşkilatı olarak gelmektedir. Tasavvufî yönü olan bir meslek teşkilatıdır. Ahilik, Ahi Evran tarafından temelleri atılarak oluşturulmuş, fütüvvetin Türk kültürüne özgü biçimidir.
Kur'an-ı Kerim'de Cenabı Allah namazı farz kılmadan önce, haccı farz kılmadan önce teraziyi, tartıyı doğru tutun. Ana babaya ve komşulara iyi davranın ayetlerini gönderiyor. Allah sizi bizi kendine kulluk, kendine ibadetten önce iyi insan olmanızı öngörüyor. İşte Ahi Evran da bu bilinci ve boşluğu görerek sistemi kurmuştur:
Bir müjde olarak geç kalmış olmakla beraber Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla öğrenciler için yeni bir ders olarak Esnaflık dersi başlatıyor: Bu ders, öğrencilerin esnaf kültürü ve Ahilik değerleriyle tanışmasını sağlarken, geleneksel meslek ahlakını ve toplumsal dayanışmayı da geleceğe taşıyacak. Türkiye'nin köklü kültürel miraslarından biri olan Ahilik, yeni müfredatla öğrencilerin hayatına giriyor. "Genç Girişimci Ahiler" projesi kapsamında, öğrenciler hem teorik hem de pratik eğitimlerle esnaf kültürünü öğrenme fırsatı bulacaklar. Bu adım, genç nesillere sadece girişimcilik değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilinci kazandırmayı hedefliyor. Sayın esnaf odası başkanından, Belediye başkanımdan ve sayın müftümden bir isteğimiz var. Türkiye de bazı il ve ilçelerde yıllardan beri devam eden Cuma sabahları bir esnaf duası yapılmasını ve bunu gelenek haline gelmesini arz ediyorum. Hani bir akıllıya 40 kere deli dersen deli olur derler ya inşallah yapılan her duada kalplere doğruluk, dürüstlük ve merhamet aşılanır” diyerek sözlerini tamamladı.
Dörtyol Sosyal Hizmetler Müdürü Osman Öz ise yaptığı konuşmada:
“Ahilik Teşkilatı; 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türkler Anadolu'ya gelmeye başladılar.
Bizler Anadolu'ya geldiğimizde Göçebe yaşayan milletlerdik.
O yüzden şehir merkezlerine değil dağ eteklerine yerleştik. Anadolu Selçuklu hakimiyetine giren topraklarda devlet yönetiminde Bizler söz sahibi idik. Ancak Anadolu'da kültürel açıdan Rum kültürü hakim idi. Bu yüzden gençlerimiz bizden daha lüks yaşayan Kerpiç evlerde yaşayan şehir merkezlerinde yaşayan Rumlara özenmeye başladılar.
Bizler kıl çadırlarda Göçebe yaşayan milletlerdik. Bu özentinin gelecekte milletimizin Rumlaşıp yok olacağına işaret olduğunu fark eden Nasrettin Mahmut El-Hoyi (Ahi Evran) bir çözüm üretti. Nasrettin Mahmut El-Hoi, Ahi Evran diye bilinen şahsiyettir. Bu çözümü Sultan Alaaddin ile paylaştı.
Bu çözüm neydi?
Şehir merkezlerine Türklerin yerleşmesi gerekiyordu. böylelikle şehirlerde Türk kültürü hakim olacaktı aynı zamanda İslam kültürü de hakim olacaktı.
Eğer şehirden uzak kalır kırsal kesimde yaşarsak Anadolu'da biz hakim olmamıza rağmen kültürel olarak Rum kültürü, Hristiyanlık kültürü hakim olmaya devam edecekti. Bunu keşfeden Ahi Evran, Türk gençlerinin zanaate yönlendirilmesi gerektiğini fark etti.
Türk çocukları Rum ve Ermeni ustaların yanına verilerek çıraklık kalfalık ve ustalık kazandırıldı.
Anadolu Selçuklu devleti tarafından yeni çarşılar kuruldu bu çarşılara ustalık belgesi kazanan gençlerimiz yerleştirildi.
Faizin ve kapitalizmin hakim olduğu Rum çarşılarına karşılık Müslüman Türk çarşıları kuruldu.
Türk aileler Rumlar’dan alışveriş yapmak yerine Kendi çocuklarından alışveriş yaptılar.
Böylelikle rumca öğrenmelerine ve Rum kültürüne özenmelerine gerek kalmadı.
Daha kaliteli malı garantili olarak halka satan Türk gençleri Rumların ve Ermenilerin de gönlünü kazandı. Rumlar ve Ermeniler de bizim gençlerimizden alışveriş yapmaya başladılar.
Çünkü bizim sattığımız mallar daha kaliteli ve daha sağlam ve daha garantiliydi. Bu proje fiziki bir proje ile beraber ruhlara ve yüreklere de hitap eden bir projeydi. Nasıl ki askeri güçler fetihler yapıyorsa yürekleri fetheden ahilik teşkilatı da Anadolu'nun türkleşmesini ve Müslümanlaşmasını sağlamıştır.
Bugün 21 yüzyılda buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.” Şeklinde konuşmasını tamamladı.
Dörtyol Belediye Başkanı Bahadır Amaç ise böyle güzel bir etkinliği düzenleyen esnaf odası ve okul yönetimine teşekkür ederek şöyle devam etti. Biz artık belli bir yaşa geldik ama mesajımız gençlere olacak. Esnaflar desteklenmeli ve yeniden kalkındırılmalı. Esnafların da bir sıkıntısı var elbette. Aldığı fiyatın altına mal satamaz ama bunda makul bir ölçü olmalı. Ben de çocukluğumda çıraklık yaptım. Şimdi insanlarla bir boş vermişlik var. Eskiden biz kendi dükkanımızı süpürmeden sokağı süpürürdük. Zira sokak temiz olmazsa Hızır Aleyhisselam dükkandan içeri girmez diye ustamızdan dayak yerdik. Hep birlikte kötüye bir gidiş var, bereket gidiyor. Ahlak giderse her şey gider. ‘Ben siftah yaptım, komşum yapmadı git oda siftah etsin’ diyen bir nesilden bugüne geldik. Bu sözleri diyen esnaf ahlakına dönmemiz lazım. Halk ve esnaf olarak dayanışma içerisinde olmamız lazım dedi.
Son olarak söz alan ilçe kaymakamı Ümit Altay şunları söyledi. Bu programı düzenlenmesinde katkısı olan esnaf odamıza, okul idaresi ve öğrencilerimize teşekkür ederim. Esnaflık maalesef günümüzde zor günler geçiriyor ve ölüyor. Büyük mağazalar, büyük şirketler açıldıkça küçük esnaf sıkıntıya düşüyor. Esnaflık veresiye defteri, canın sağ olsun, sonra ödersin demekti. Esnaflık, güleryüz, dayanışma, saygı ve sevgi, anlayış demekti
Esnaflık, Ahilik kültürü, usta-kalfa-çırak arsasında hiyerarşik ilişki demekti. Ama büyük mağazalarda bu özellikler ve usta-çırak ilişkisi kalmadı. Artık insanlar yüksek kârlılığa bakmakta. Haliyle üretilen ürünün kalitesi ve hizmeti de düşmekte. Meslek liseleri bu anlamda çok önemli. Zira nitelikli esnaf, nitelikli personel, nitelikli öğrenci yetiştiriyor. Ki hala yetiştirmeye devam ediyor. Bizim bunlara ihtiyacımız var:
Hani diyor ya; sen kızının, oğlunun çeyizini büyük mağazadan alırsın ama cenazene, düğününe mahalleli esnaf gelir.
Bu anlamda esnafların yanında yetişen elemanların sıcaklığı, yetişmesi çok önemli. Bizim toplum olarak esnaf ve Ahilik kültürünü yaşatmanız gerek. Maalesef büyük firmalarda çıraklık eğitimi olmadığı için sıkıntı yaşıyoruz. Bu anlamlı günde tüm esnaflarımızın esnaflık bayramını kutluyorum. Programda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Program sonunda Recep Atakaş Meslek Lisesinin hazırladığı yöresel yemeklerden olan ekşili çorba ve çiğ köfte ikramına geçildi.