Tarih: 10.09.2025 17:23

“AY IŞIĞINDA ÖFKE” İÇİN TANITIM VE İMZA GÜNÜ DÜZENLENİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Eğitimci yazar Yaşar Biçer, Milli Mücadele yıllarını, Mondros ateşkes antlaşması sonrası güney cephesinde yaşanan tarihi olaylar ve işgal yıllarını, dönemin önemli isimleri ve hayali kahramanlar üzerinden, zor ve kaygılı koşullar altında mistik tarihi bir roman olarak kaleme almış ve okuyucusuyla buluşturmuş. 

 

 

 

Gimsetap yayınlarından çıkan kitap 855 sayfa. Aslında iki cilt olarak yayınlanacak kadar kapsamlı olan kitap, tek kalemde okuyucuya ulaştırılmış. Biz inanıyoruz ki, okuyucu da kitabı bir solukta büyük bir keyif ve duygu fırtınası içerisinde soluksuz okuyacaktır. 

 

https://gimsetap.com/ay-isiginda-ofke adresi üzerinden kitaba ulaşıp satın alabilirsiniz. 

 

 

 

 

YAŞAR BİÇER KİMDİR? 

 

Yazarın Kendi kaleminden, Bir Yazarın Özgeçmişi;

 

Ben Yaşar Biçer, 3 Ocak 1957'de, Amanos Dağları'nın eteklerine saklanmış gizemli bir köyde, Dörtyol'un Ocaklı'sında dünyaya geldim.

 

Hayata tutunmakta zorlanan, cılız bir bebek olarak gözümü açtığım o günlerde, ailemin ve sevdiklerimin yüzündeki endişe, yüreğimde duyduğum ilk histi. Uğur getirmesi umuduyla, dost tavsiyesiyle adımı "Yaşar" koydular. Sanki o isim, nefesime can veren bir tılsımdı ve ben o günden beri yaşamak için direndim, direndikçe güçlendim. Bu ad, sadece bir isim değil, aynı zamanda hayata olan borcumun da bir nişanesi oldu.

 

Çukurova'nın bereketli toprakları ve Dörtyol'un tarih kokan sokakları, hayatımın en özel mekânları oldu. Babam Mehmet Fevzi, Ceyhan'da doğup büyüse de, ruhunu Çukurova'nın coşkusuna kaptırmıştı. Annemle amca çocukları olmalarına rağmen, aynı soyadını taşımaları, kaderimizin birleştiği o anı daha da anlamlı kılıyordu. 

 

Babamı erkenden kaybetmenin acısıyla omuzlarımda hissettiğim hayatın ağır yükü, beni ezmeye ramak kalsa da, bu zorluklar bana pes etmemeyi öğretti. Her zorluğun ardından, yeni bir başlangıcın doğabileceğini anladım. Üç kardeşiz, benim dışımda Mustafa adında bir erkek kardeşim ve Nilgün adında bir kız kardeşim var. 

 

Eğitimim, hayatıma yön veren bir pusula oldu. İlkokulu doğup büyüdüğüm Ocaklı Köyü'nde tamamladım. Ortaokul ve lise yıllarım, Dörtyol'un kültürel zenginliğiyle geçti. Ardından Eskişehir'in yolunu tuttum ve üniversite eğitimimi tamamlayarak Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni oldum. 

 

Ülke coğrafyasının en ücra köşelerinde, farklı iklimlerde çalışmaktan büyük bir mutluluk duydum. Öğretmenlik, benim için sadece bir meslek değil, aynı zamanda vatana ve ailesine faydalı bireyler yetiştirmenin onurunu taşıdığım bir yaşam biçimiydi. Öğrencilerime dokunmak, onların hayatına yön vermek, içimdeki vatan ve insan sevgisini daha da büyüttü.

 

Öğretmenlik hayatımı başarıyla tamamladıktan sonra, kalbimin ait olduğu yere, çok sevdiğim Dörtyol'a geri döndüm. Şimdi bir edebiyat sevdalısı ve bu toprakların aşığı olarak yaşamıma devam ediyorum. 

Yazmak, içimdeki duyguları ve bu coğrafyanın ruhunu kâğıda dökmek, benim için bir tutkuya dönüştü. "Ay Işığında Öfke" romanım, bu tutkunun en somut yansıması oldu. Dörtyol'un Fransız işgali altındaki o zorlu günlerini, adeta tarihin derinliklerinden fısıldayan bir anlatımla işlediğim bu eser, benim için sadece bir roman değil, aynı zamanda atalarımın direnişine ve vatan sevgisine bir saygı duruşu niteliğindedir. O eser, benim gururumdur.

 

Hayatım boyunca hissettiğim vatan ve insan sevgisi, her yazdığım satırda, her verdiğim nefeste var olmaya devam ediyor. Bu topraklara, insanlarına ve tarihlerine olan bağlılığım, beni her zaman daha fazlasını yapmaya teşvik ediyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —